Blog Listesi

Her türlü kurs ve eğitim ile ilgili güncel haber ve bildirimleri bu bölümde sizlerle paylaşmak istiyoruz. Ancak aklınıza takılan ve burada bulamadığınız her türlü sorunuz için lütfen iletişim formu ve telefonlarımız üzerinden bizimle irtibata geçmekten çekinmeyiniz.

Arama


Blog Kategorileri
Fitness'ın evrimsel kökeni

Evrimsel fiziksel uygunluk kavramıbizim anladığımız fitness ile aynı şey değildir.

Tarihsel bir sözcük taraması yapıldığında, bazı kaynaklar “fitness” sözcüğünün ilk olarak Darwin’in evrim teorisi içerisinde görüldüğü söyler. Fitness imgesini de buna dayandırarak insan evriminin bir ileri safhası olarak kaslı bir vücudu gösteren karikatürler de görmüşsünüzdür. Her ne kadar motive edici bir fikir olsa da, bu eşleştirme aslında doğru değildir. 1809-1882 yıllarında yaşamış bir biyolog olan Darwin’in Evrim Teorisi, modern biyolojide çok büyük etkiler yarattı. O, türlerin birbirleriyle ortak ve ayırt edici özelliklerini gözlemleyerek, bu özelliklerin canlılara yaşadıkları ortam içerisinde avantaj sağladıklarını öne sürmüştü. Bu yaklaşım modern genetik bilimine alan açmışsa da, bazı yönlerden çokça yanlış anlaşma ve tartışmaya da yol açmıştır. Evrim teorisi fikrini biyoloji dışındaki alanlarda uygulamaya kalkarken dikkat çekilen unsurlardan biri, bu teorinin bireylerin değil, bir türün sürekliliğinden  bahsettiğidir.

Birçok canlı türü yaşadıkları ortama daha iyi uyum sağlamalarına veya başka canlıya av olmaktan onları korumaya yönelik bazı özgün karakteristiklere de sahiptir. Darwin’e göre türün evrimleşme sürecinde başlangıçta tüm bireylerde görülmese de, bu evrimsel özelliğe sahip olanlar daha büyük bir oranda yaşamlarını sürdürerek ve/veya üreyerek bu özelliklerini çocuklarına aktarır.  Zamanla, sadece bu özelliğe sahip olan bireyler türün tamamını oluşturur. Böylece, sayıca canlı türleri tüketilme tehlikesine karşı direnirler.  Fakat,eğer kaslı bir vücut tamamen biyolojik bir evrimin sonucu olsaydı, hiç kuşkusuz bugün tüm insanlar minyatür Herkül’ler olarak doğar, 3 aylıkken at biner, kımız içer, ayılarla dövüşebilirlerdi.

 

 İnsanların tüm canlılar içinde en yavaş koşan canlı olduğu düşünülürse, şimdiye kadar çoktan yok olmaları gerekirdi. Görünen o ki, bugünkü Homo Sapiens, kötü beslenme, obezite ve diğer sağlık unsurları ile mücadele etse de halen dünya üzerinde çoğalmaya devam eden bir canlı türüdür. Darwin’ci anlayışta bir ”soy-tükenmesi” tehlikesi ile karşı karşıya da  değildir!!!Hatta, modern tıp ve teknoloji sayesinde her zamankinden daha uzun süre yaşamakta ve çoğalmaya devam etmektedir.

Esasen bilim insanları, homo sapiens’e evrimsel başarıyı getiren şeyin fiziksel bir güç veya üstünlükten başka bir yerde arıyorlar: topluluk içindeki zayıf bireyleri korumaları, yiyecek üretmeleri ve stoklayabilmeleri ve belki de birbirlerinden öğrenerek problemlere yenilikçi teknolojilerle yaklaşmaları.İnsanlara türünü sürdürme yeteneği veren evrimsel özellikleri, iki ayak üzerinde yürümek, çocuklarını tam olgunlaşmadan prematüre doğurmak, hem etobur hem otobur olmak gibi özellikler olabilir. Bedensel üstünlük gruplar arasındaki hiyerarşik güç mücadelelerinde üstünlük alanlarından sadece bir tanesi. Yine, bireyler arasında karşılaştırdığımızda, fiziksel sağlık ve dayanklılık sağlayan özellikler, bireyin hayatta kalma olasılığı üzerinde etkili. 

Özetle, fiziksel uygunluğun bireysel sağlık ve yaşam kalitesi ile ilişkisi olduğu gerçek. Bu ilişki, evrimleşme ve türlerin soylarının devamlılığı arasındaki ilişkiye benzetilebilir. Hiç kuşkusuz, evrim bir soyun devamı için ne kadar önemli ise, "kişisel dayanıklılık ve gelişim" de bireyin ve ailesinin yaşamı için o denli önemli bir unsur. Ancak,evrimsel biyoloji içindeki "fitness" kavramı ile spor ve egzersiz bilimlerinde kullanılan "fitness" kavramı tam olarak aynı şey değildir. Sağlık ile ilişkili bir fiziksel uygunluk kavramlarının kökeni için en az Hipokrata kadar geriye gitmek gerekecektir.  

YAZAN.Rosita Kastro;Uzm. Psikolog, Athletic House Academy Master Trainer, NASM CPT, AFAA GFI. 

Oluşturulma:26.07.2023 15:00